21 Aralık 2015 Pazartesi

Yurt Dışında Yaşamak Nasıl Olurdu?

   Gurbetçi olabilmek herkesin harcı değil. İnsan kendi şehrinden başka bir şehre taşınacağı zaman bile iki kere düşünürken, Ülkesini terk etmesi on iki kere düşünülecek bir şey sanırım. Ama şu son zamanlarda benim aklımın içerisinde hep dönen bir düşünce.
   Bu düşünce belki de son bir yılımı işsiz geçirmem sebebiyle oldu, belki de gidip gördüğüm yerlerden ve insanların yaşama biçimlerinden etkilenmem sebebiyle oldu bilemiyorum.
   İlk önce internette biraz araştırma yapmak istedim. Tabii ki öncelikle gideceğiniz Ülkenin dilini iyi kullanabiliyor olmanız lazım. Sonrasında ise istediğiniz işte çalışabilecek yeterlilikten daha fazlası olmanız lazım ki insanlar kendi vatandaşları yerine sizi tercih edebilsinler.
   Peki Türkiye'de çok daha kolay iş bulabilecekken ya da bu zorlukların hiçbirisini çekmek durumunda kalmayacakken insanlar neden yurt dışına gitmek isterler? Daha iyi şartlar, daha yüksek yaşam kalitesi, geleceğini düşünmek zorunda oldukları çocukları için sanırım.
   Bunları yaparken geride kalacakları, arkalarında bırakacaklarını düşünürler tabii ki. İşte bu noktada hangisi daha ağır basarsa onu yapıyorsunuz herhalde. Ben hiç o noktaya kadar gelemediğim için bilemiyorum. Ama dediğim gibi son zamanlarda aklımı en çok kurcalayan sorulardan birisi yurt dışına yerleşmek. Sebepleri de yukarıda belirttiğim genel sebeplerden ibaret. Ben Dünya'nın dört bir yanını gezmedim. Gittiğim sadece Almanya aslına bakarsanız. Üç ayrı şehrini gezdim Almanya'nın ve hiçbirisi de oradan gelenlerin anlattığı gibi yerler değildi. İlk öncelikle insana verilen değer kesinlikle Türkiye'den çok çok daha yüksek. Sonrasında ekonomik olanakları çok daha iyi ve genel bir düzen hakim ülkenin her yerinde. Ben İstanbul'da yaşayan bir insanım. Doğal olarak buradaki karmaşadan, insan yoğunluğundan, trafikten, insanların birbirine ve kendilerine olmayan saygılarından çok sıkılmış durumdayım. Yine de gün gelir de buradan nasıl ayrılırım diye hep düşünüyorum.
   Gittiğim zaman aslında daha mutlu olacağımı biliyorum. Çünkü burası insanı tamamıyla yutan bir şehir. Bir gün bir arkadaşım İstanbul parası olan adama güzel, diğerleri sadece cefasını çekiyor demişti. Bence çok güzel söylenmiş biz söz. Sabah evden çıkıp, gece karanlığında gelen, hafta sonu da sadece trafiği yüzünden dışarı bile çıkmak istemeyen insanlarız biz. İstanbul'un hangi güzelliğini görecek gözümüz kaldı ki?
   Yine de gitmek istediğin zaman o kadar kolay değil işte. Her şeyi iyi düşünüp, programlayıp, bu konuda yazılan yazıları okuyup, kendine göre her şeyi hazırladıktan sonra gitmen lazım. Bıraktıklarını düşünerek gitmen lazım. Oradaki işini ayarlamak, oturum vizesi almak, ev bulmak gibi konulara girmiyorum bile :)
 Ya da en güzeli hiçbir şeyi düşünmeden kararı verip, bir anda gitmek lazım. Ancak o şekilde gidebilirsin herhalde. Benim için de en son o şekilde olacak diye düşünüyorum. Yıllardır yapmak istediğim, ama zorunluluklarım yüzünden bir türlü yapamadığım şeyi bir anda yapacağım herhalde.


Sevgiyle Kalın,
Merve...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı