10 Temmuz 2015 Cuma

Selanik - Halkidiki - Thassos Gezi Notları

Merhaba,


   Bu gün size iki günlüğüne gittiğimiz Yunanistan tatilimizi elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım.
    Aslında çok tesadüfi oldu  bu seferki gidişimiz. Hiç planlamamıştık, sonra bir gün www.gruppal.com internet sitesi üzerinden gelen bir mailldikkatimi çekti. İki günlük olan bu tur için fiyatları kişibaşı 200 TL idi. Fiyat uygun geldi, ama yine de diğer tur şirketlerini de araştırdım. Fiyat gerçekten uygundu. Bu seferde acaba sıkıntılı bir şirketmi diye şikayet sitelerine bir göz gezdirdim, ama her şirkette olabilecek kadar şikayet vardı. Yani tur çok sıkıntıı geçecek gibi durmuyordu. Eh hazır vizemiz de varken değerlendirelim dedik ve Cuma akşamı çıkışlı turumuzu aldık.
   Sitenin bir acenteliği yok. önce internet üzerinden turu alıyorsunuz. Sonrasında çağrı merkezini arayarak rezervasyonunuzu onaylatıyorsunuz. Veya biraz beklerseniz kendileri sizi arayarak onaylıyorlar. Sonrasında ise tur günü ya da bir gün öncesinde sizi arayarak tur operatörünüzün ve biniş saat ve yerinizin bilgilerini paylaşıyorlar.
   Bizi arayan arkadaş Kadıköy Evlendirme Dairesi önünden saat 22:00'de otobüsün hareket edeceğini bildirdi. Biz de o saatte Kadıköy'de olduk. Eğer araba ile gidecekseniz ve nereye bırakacağım diye düşünüyorsanız Metrobüsün hemen yanındaki otopark 24 saat açık. Bir günlük ücreti de 11 TL. 3 günlük ücret alıyorlar yani 33 TL bir ücret ödüyorsunuz.
   Otobüs bizi aldıktan sonra önce Beşiktaş Yıldız Camii, sonra da İncirli'den son yolcuları alarak yola koyuldu. Yola çıktıktan sonra tur operatörümüz bize gideceğimiz yerler ve yapacağımız şeyler ile ilgil bilgilendirme yaptı. Tarihi yerler ile ilgili bir kaç bilgi verdi. Bu arada tahmin ettiğimiz gibi farklı tur şirketlerinden bu turu satın almış kişilerle birlikte tur düzenleniyordu. Otobüsümüzün üzerinde www.tatilselfie.com yazısı vardı. Buradan da anlaşılacağı üzere otobüste 3-4 farklı tur şirketi müşterisi vardı. Bazıları da bizden yüksek ücret ödemişti üstelik, ama aynı hizmet alıyordu.
   Otobüs sıır kapısına varmadan önce bir dinlenme tesisinde mola verdi. Sonrasında sınır kapısına bir kaç saat daha gittik. Sınıra geldiğinizde oradaki polis memurlarına bağlı olarak ya pasaportları topluyorlar, sizi araçtan indirmiyorlar, ya da hepinizi tek tek indirerek pasaportları kontrol ediyorlar. Bu tamamen sizin şansınıza kalmı bişey. Bu arada sınır kapısında sıraya kalmak ta tamamen şans. Biz ilk giiden otobüz olduğumuz için beklemedik, ama arkamızdan bizim gibi gelen 2 - 3 tur otobüsü daha vardı.
   Sınırı geçtikten sonra bir kaç saat daha yolunuz oluyor ve bu zaman diliminde mümkün mertebe uyumanız gerekiyor. Çünkü sizi sabah bir otele götürmüyorlar. Direk şehr gezmeye başlıyorsunuz. Bu sebeple uyumanız önemli. Sabah saatlerinde Anastasia abla olarak geçen br mola tesisine geliyorsunuz ve kahvaltınızı burada alıyorsunuz. Tabii ki ekstra. Normal kahvaltı tabakları var. Fiyatı 12 € çay ücretsiz istediğiniz kadar içebiliyorsunuz. Dönüşte de yine buraya uğrayıp kurabiye, sakız reçeli gibi hediyelikler alabilmenizi sağlıyorlar.
   Buradan devam ederek bir kaç saatlik yoldan sonra Selanik şehrine varıyoruz. Önceliğimiz Atatürk Evi. Saat 10:05'te açılıyor ve turları sırayla alıyorlar. Hangi tur önce gittiyse önce o giriyor yani. Biz ikinci turduk. Bu sebeple beklememiz gerekecekti. Ama sıkıntı olmadı çünkü Atatürk Evi'nin tam karşısındaki kahvelerde kahve içerek ve hediyelik eşya bakarak zaman geçirebiliyorsunuz. Çoğu Türkçe biliyor. Ayrıca bedava internetleri var.Malum bu dönemde Wi-fi hayati önem taşıyor :)).
  Atatürk Evi'ni gezerken farkettiğimiz çok yalınlaştırılmış olduğuydu. Yani evi müzeye çevirmişler doğru, ama modern bir müzeye çevirmişler. Bütün eşyalar kaldırılmış. Evdeki büün yalanmışlıklar da eşyalar ile birlikte yok olmuş Odalarda sadece Ata'mıza ait bir kaç beylik eşya var ve slayt gösterileri mevcut. Odaların bir tanesinde Ata'mızın balmumu heykeli var, bir diğer odada ise annesi Zübeyde Hanım'ın heykeli bulunuyor. Evin içerisinin eski görüntüleri hakkında bilgi edinmek isterseniz bakabileceğiniz elektronik görseller mevcut. Bir de her kata o katın krokisinin çıkarıldığı minyatürler konulmuş. Buradan eşyaların şeklini ve yerini hayal edebilirsiniz. Yine de gezilmesi gerektiğinin kesin olduğu kanaatindeyim.



   Atatürk Evinden çıktıktan sonra yarım saatlik bir serbest zamanımız kalmıştı. Havanın sıcak olması sebebiyle soğuk bişeyler arıyorsunuz. Yunanistan'da Ica Latte gibi bişey yok. Onu yerine Frappe var, yalnız şekersiz içmek her yiğidin harcı değil. Bir de onların dondurma ile yaptıkları bir içecek var, ama ben denemedim. Yine de güzl gözüküyordu. Anladığım kadarıyla içerisinde kahve yok, sadece soğuk bir içecek. Frappe 0.70 € belirtmeden geçemeyeceğim.
   Atatürk Evi'nden sonra yolumuz direk Selanik'e doğru devam etti. Bu arada tur operatörümüz geçtiğimiz yerler, yollar hakkında bize sürekli bilgi verdi. Kendisi de Gümülcineli olduğu için buraları çok iyi biliyordu. Bu sa bizim çok büyük şansımız oldu açıkçası.

   Selanik'e gittiğimizde panaromik bir şehir turu yaptıktan sonra sahil kısmında Beyaz Kale olarak anladırılan yere gittik. Ve burada bir saate yakın bir serbest zaman verildi. Beyaz Kale olarak adlandırılmasının bir anlamı olduğunu öğrendik. Daha önce burada çok fazla infaz yapıldığı için eğer yanlış hatırlamıyorsam kara kule gibi bir ismi varmış. Yunanlılara geçtikten sonra ise Yunanlılar bu kuleyi beyaza boyayarak bir daha bu şekilde kullanmamışlar. Kulenin adı da Beyaz Kule olarak değiştirilmiş. Ama zamanla yine eski rengine dönmüş. Kuleye giriş 2 €, ama o sıcakta yukarıya çıkamayacağımızı düşündüğümüzden biz içeriye girmedik. Onun yerinde sahilde ufak bir tura çıktık. Yine sahil kenarında görebileceğiniz güzellikler arasında Büyük İskender heykeli yer alıyor. önünde resim çektirmek adettendir diyen herkes te burada oluyor. :)
   Toplanma yerinde toplandıktan sonra Halkidiki'ye doğru yola çıktık. Yol yaklaşık 2 saat sürüyor. Halkidiki'ye vardığınız zaman tur şirketi sizi direk sahilde bırakıyor. Sonrası serbest zaman...
   Biz nereye girsek diye düşünürken sahili arkanıza aldığınzda sağ tarafa doğru yürüyerek sahilin sonunda ulaşabileceğiniz Freedom Beach Bar'a vardık. Mekan hem bizim tur operatörümüzün tanıdığıymış, hem de restoran olarak te hizmet verdiği için denizden çıkıp direk yemeğe gömülebiliyorsunuz :) Ana yemek yemedik, ama kalamar dolmasını da beğenmedik açıkçası. Çünkü daha önceden tecrübeliyiz. Normalde içine konulan peynirden farklı bir peynir kullanmışlar. Tadı da doğal olarak değişmiş. Yemekleri konusunda pek bişey diyemeyeceğim yani. Ama mekan sahili açısından gayet iyiyidi. İnternet sorarsanız ise size şifresini veriyorlar, fakat mekan kalabalık. Bağlanması olası bir sıkıntı.


   Denizimize girip, yemeğimizi yedikten sonra Halkidiki'den ayrılmak için otobüsümüze geri döndük. Hepimiz çok yorulmuştuk. Bir duş alıp, biraz dinlendikten sonra akşamki taverna gecesine hazırlanmak istiyorduk.
   Yunanistan, Selanik şehr merkezinde bulunan Capsis otelde konakladık. Otel 4 yıldızlı. Dışarıdan biraz eski gözüküyor. İçinin de çok yeni olduğunu söyleyemem, ama otel temiz ve konforluydu. Aynı zamanda sabah kahvaltısı da gayet yeterliydi.

   Otelimizde biraz dinlendikten sonr akşam 18:00 civarında gelecekler ile birlikte tavernaya gitmek üzere yola çıktık. Taverna kaldığımız otele yürüyerek 10-15 dakika arasında sürüyor. Gittiğimiz tavernanın adı Odos Onerion idi. Mekan gayet güzel ve başarılıydı. Yüksek tavanlı, çok eski bir mekan olduğu belli. İç duvarları dur duvarlarına benziyordu. İçeride bir erkek, bir bayan iki solist, bir gitarist, bir de Yunanistanın çalgısı olan gitara benzeyen bir çalgı vardı. Hem Yunan, hem de bizim gibi bir kaç tur olduğu için Türk müzikleri söylediler. İstediğimizi seçebileceğimiz et, tavuk, balık olmak üzere 3 menü sundular. Aynı zamanda içki olarak uzo isterseniz size küçük şişede getiriyorlar. Bu uzodan da 2-3 kadeh çıkıyor. Uzoyu da sadece üzerine buz koyarak içmenizi öneriyorlar. Çünkü Türk rakısından biraz daha hafifmiş. Ben içmedim, içenlerin yalancısıyım :) Bu arada Taverna gecesi ekstra olduğu için kişibaşı 40 € bir ödememiz oldu.

   Keyifli Taverna gecesinden sonra otelimize döndük ve hemen uyuduk. Ertesi sabah istikametimit Thassos idi. Öncesinde Kavala kurabiyesi alabilmemiz ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın evini ve mezarını gezebilmek adına Kavala'ya geçtik. Mehmet Ali Paşa'nın evi tepede kalıyor ve Kavala'ya tepeden panaromik olarak bakabiliyorsunuz. Arka tarafında ise alabildiğine bir deniz manzarası var.
Evini de isterseniz belli bir ücret karşılığında gezebiliyorsunuz.



   Minik Kavala gezimizin ardından Tahssos'a doğru yola çıktık. Adaya gidebilmemiz için yaklaşık bir saatlik bir feribot yolculuğumuz oldu. Adaya vardıktan sonra adanın arka tarafında bulunan sahile doğru yola çıktık. Sahili inanılmaz güzel ve doğayla içiçe oluşu insanı çok etkiliyor. Aynı zamanda sahil kenarında küçük salaş balık lokanlataları mevcut. Biz de gelmişken onların en ünlüsünden ve yemeklerinin en güzel olduğu söylenenlerden bir tanesine oturduk. Restoranın adı Fish Taverna Korali. Eğer giderseniz mutlaka denemeniz gereken yemekleri var. Bir kere somonu harika. Peynir kızartması, midyesi, kalamar dolması hepsi leziz. Ama benim yediğim ana yemek olan yengeç sosuyla birlikte suulan somon ve karides inanılmazdı. Yanında pilav ve bir parça bizimkine benzemeyen slatası vardı, ama size diyebilirim ki hayatımda yediğim en güzel deniz mahsullerinden birisiydi. Dediğim gibi eğer şansınız olursa uğramadan gelmemeniz gereken yerlerden.

   Bu keyfimizi de yerine getirdikten sonrasınd dönş için yola koyulduk. Otobüsümüzde toplanarak İpsala'ya doğru yola çıktık. Ama tur operatörümüzün için rahat etmedi ve bizi Gümülcineye de soktu. Araçtan inmedik, ama yine de şehir merkezini gezmiş olduk. Ordan bir de Gümülcine kahvesi aldık. Aslında bildiğiniz Türk kahvesi. Herhangi bir farkı yok, ama yeni çekilmişti ve açıkçası lezzetli bir kahve.
   Vee yolculuğumuzun sonu Yunanistan Duty Free :) Yalnız burada belirtmem gereken şey 72 saati doldurmadığınız zaman sadece 1 LT içki alabiliyor olmanız. Hiç yapmazlarmış, ama bizim otobüsü durdurdular ve ellerimizdeki içkileri kontrol ettiler. Gerçi herkeste fazla vardı, ama bilmediğimiz için izin verdiler. Yalnız bir dahaki sefere izin vermeyeceklerini de söylediler. Sizin de bilginiz olsun. Ama valizleri de kontrol etmediler, bunu da belirtmek istedim.
   Biz böylece hiç ummadığımız kadar güzel geçen bir yolculuğumuzun daha sonuna geldik. Bir sonrakinda görüşmek dileğiyle...

Sevgiyle Kalın,
Merve...

  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı